|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
General |
|
1 |
Genel |
kendini ispatlayarak (bir işe) girmek veya (bir mevkie) gelmek |
work oneself into f.
|
|
2 |
Genel |
bir işe girmek |
enter a business f.
|
|
3 |
Genel |
sigortalı bir işe girmek |
get a job with social security benefits f.
|
|
4 |
Genel |
düzenli bir işe girmek |
get a regular job f.
|
|
Phrasals |
|
5 |
Öbek Fiiller |
bir işe, pozisyona, role kolayca girmek |
walk into (something) f.
|
|
6 |
Öbek Fiiller |
bir işe, pozisyona, role elini kolunu sallayarak/zorluk çekmeden girmek |
walk into (something) f.
|
|
7 |
Öbek Fiiller |
bir işe, pozisyona, role kolayca girmek |
walk into f.
|
|
8 |
Öbek Fiiller |
bir işe, pozisyona, role elini kolunu sallayarak/zorluk çekmeden girmek |
walk into f.
|
|
9 |
Öbek Fiiller |
işe belirli bir maaşla/ücretle girmek |
start out at (something or some place) f.
|
|
10 |
Öbek Fiiller |
belli bir maaşla işe girmek/başlamak |
start off at (something or some place) f.
|
|
Colloquial |
|
11 |
Konuşma Dili |
işe girmek yerine öğrencilik yapan kimse |
professional student i.
|
|
Idioms |
|
12 |
Deyim |
başarı şansı olmayan bir işe girmek/girişmek |
milk the bull f.
|
|
13 |
Deyim |
başarı şansı olmayan bir işe girmek/girişmek |
milk the ram f.
|
|
|
14 |
Deyim |
iki seçeneği de zor/tehlikeli olan bir işe girmek |
catch a tiger by the tail f.
|
|
15 |
Deyim |
iki seçeneği de zor/tehlikeli olan bir işe girmek |
have a tiger by the tail f.
|
|
16 |
Deyim |
bir işe/şeye baştan girmek |
get in on the ground floor f.
|
|
17 |
Deyim |
gereksiz/boş bir işe girmek/girişmek |
be on a fool's errand f.
|
|
18 |
Deyim |
gereksiz/boş bir işe girmek/girişmek |
go on a fool's errand f.
|
|
19 |
Deyim |
sonucunu düşünerek bir işe girmek/başlamak |
sign up for something f.
|
|
20 |
Deyim |
karmaşık/zor bir işe bodoslama girmek/dalmak |
leap off the deep end f.
|
|
21 |
Deyim |
bir işe her şeyiyle girmek |
be all in f.
|
|
22 |
Deyim |
başından büyük işe girmek |
bite off more than can chew f.
|
|
23 |
Deyim |
başından büyük işe girmek |
bite off more than one can chew f.
|
|
24 |
Deyim |
başından büyük işe girmek |
bite off more than you can chew f.
|
|
25 |
Deyim |
(bir işe, sektöre, role) girmek için gerekenleri yapmak/gereken aşamalardan geçmek |
work (one's) way into (something or some place) f.
|
|
26 |
Deyim |
(bir işe, sektöre, role) girmek için bir yolda ilerlemek |
work (one's) way into (something or some place) f.
|
|
Social Sciences |
|
27 |
Sosyal Bilimler |
daha keyifli bir işe girmek için emekli olmak |
protiring i.
|
|